Edebiyatın İnşa Edici Rolü: Yazın ve Kimlik| Mümin Ali
“Edebiyat, cemiyetin aynasıdır”
Edebiyat ile hüviyet arasındaki ilişki, yalnızca bireyin dâhlî dünyasına dair bir mesele değil, aynı zamanda toplumların kendilerini var etme biçimlerinin de en mühim göstergelerinden biridir. İnsan toplulukları, tarih boyunca aidiyetlerini, farklılıklarını ve ortaklıklarını dile getirmek, yaşatmak ve geleceğe aktarmak için edebiyatı bir araç olarak kullanmıştır. Mağara duvarlarına çizilen resimlerden günümüzün dijital dünyalarına kadar insan, daima meramını ifade etme ve bir şekilde başkalarıyla iletişim kurma gayesi içinde olmuştur. Edebiyat sanatı da bu iletişime katkı sunmuş, birey ve toplumların kimlik oluşumuna ayna tutmuştur. Bu bağlamda edebiyat, yalnızca estetik bir meydana getirme işi ve alanı değil, aynı zamanda kimliğin hem bireysel hem kolektif boyutunun inşa edildiği, dönüştürüldüğü ve yeniden üretildiği bir kültürel sahadır.
Kimlik kavramı, köken itibarıyla Latincenin idem (aynı) kelimesinden türeyen “identité/identity” sözcüğüne dayanmaktadır. Bu kavram, bireyin kendine has özellikleriyle ve ötekiyle kurduğu farklılık ilişkisiyle ortaya çıkar. Berâber Yaşadığımız ve Yaşlandığımız Kavramlar adlı eserde, “Kimlik” başlığı altında ifade ettiğim üzere kimlik, esasen bireyin kendini tanımlama biçimi ya da üslubudur. Bu tanımlama, kişinin yaşadığı tecrübeler ve içinde bulunduğu sosyo-kültürel koşullara göre farklılık göstermektedir. Kimlik bireye doğumla birlikte verilmekte, ancak zamanla haricî veçhesi şekillenmektedir. Amin Maalouf, In the Name of Identity adlı eserinde kimliği “beni başka hiç kimseye benzemez yapan şey” diye tanımlar. Bu tanım, kimliğin hem içe hem dışa dönük yönünü; bir yandan bireysel farklılığı, diğer yandan toplumsal aidiyeti işaret etmektedir. Kimlik, böylelikle hem kişiliği kurar hem de toplumsal düzenin temel taşlarından birini oluşturmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında kimlik, yalnızca bireyin kendine dair özdeşleşme biçimi değil, aynı zamanda kültürel, içtimai ve siyasî bağlamlarda şekillenen, çoğu zaman da haricî otoritelerce belirlenen bir olgudur. Zygmunt Bauman, kimliğin yüksek derecede müphem, iki ucu keskin bir bıçak olduğunu söylemektedir. Bir yandan fert ve toplulukların tanınma taleplerini dile getiren bir savaş çığlığı olabilirken, öte yandan devletin veya kitlenin bireye dayattığı güvenlik ve aidiyet kategorisi hâline gelebilmektedir. Ulusal kimlik de bu bağlamda iki düzlemde okunabilir, vatandaşlık modelinde siyasî bir aidiyet, etnik modelde ise kültürel bir zorunluluk olarak okumak mümkündür. Bu yüzden kimlik, doğuştan verilmiş bir sabite değil, hayat boyu inşa edilen ve dönüşüme uğrayan dinamik bir süreçtir.
Modern kimlik tartışmalarında Benedict Anderson’un “Imagined Communities-hayali cemaatler” kavramı, kimlik ve edebiyat arasındaki bağı açığa çıkarmaktadır. Anderson’a göre ulus, objektif olarak verilmiş bir gerçeklik değil, hayali bir topluluktur ve bu hayalin en güçlü üretim araçlarından biri edebiyattır. Romanlar, gazeteler ve dergiler, insanların kendilerini ortak bir hikâye ve dil etrafında hayal etmelerini sağlamaktadır. Osmanlı-Türk modernleşmesinin Tanzimat döneminde doğan roman türü, yalnızca bir edebî yenilik değil, aynı zamanda modern kimlik inşasının bir aracıdır. Burada edebiyat, ulusun tahayyülünü mümkün kılan bir temsil alanına dönüşmüştür.
Bu temsil meselesi, Edward Said’in “Oryantalizm”de belirttiği gibi, daima iktidar ilişkileriyle iç içe geçmiştir. Edebiyat, bir yandan toplulukların kendini ifade etmesine hizmet ederken, öte yandan ötekiyi temsil etmenin, farklılığı tanımlamanın, hatta kimi zaman ötekileştirmenin de aracı olmuştur. Ancak Said’in de işaret ettiği üzere, edebiyat sadece iktidarın söylemini yeniden üretmez, aynı zamanda bu söyleme karşı direnç alanları da açmaktadır. Dolayısıyla kimlik ve edebiyat arasındaki ilişki daima çatışmalı, müzakereci ve çok katmanlıdır.
Balkan coğrafyası bu tartışmalar için özel bir zemin sunmaktadır. Osmanlı’nın ardından ulus-devletlerin yükselişi, Balkan Türk milletinin kimliklerini koruma çabasını beraberinde getirmiştir. Bu süreçte edebiyat, dilin muhafazası, kültürel hafızanın aktarılması ve aidiyetin diri tutulması için en önemli araçlardan biri olmuştur. Yahya Kemal Beyatlı’nın “Üsküp bir Müslüman şehirdi / Binbir türbesiyle müştehirdi” mısraları, yalnızca bir şehrin geçmişini hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda kimliğin kolektif bilincini de diri tutmaktadır. Balkan Türk Edebiyatı bu yönüyle bir hafıza mekânı, bir kimlik deposu ve süreklilik aracıdır.
Günümüz Balkan Türk yazarları da bu mirası sürdürmektedir. Onların eserlerinde göç, dil meselesi, aidiyet, kültürel çoğulluk ve kimlik tartışmaları yoğun biçimde işlenmektedir. Bu edebiyatın en dikkat çekici yönlerinden biri, kimliği sadece geçmişe yaslanarak değil, bugünün çok kültürlü, çok dilli gerçekliği üzerinden de yeniden kurmasıdır. Bu sayede edebiyat, kimliği hem koruyan hem de dönüştüren bir alan hâline gelmektedir. Kimlik, akışkan bir halde kitle veya gruba aidiyetini gösterme kaygısı ile devlet tarafından güvenlik ve özgürlük teminatı için takdim edilen bir olgudur (Ali, 2024: s.35-36). Bu akışkanlık, Balkan Türk edebiyatında somut bir şekilde gözlemlenmektedir. Şairler ve yazarlar bir yandan maziyi diri tutarken, diğer yandan istikbale dair bir kimlik tahayyülünü kurgulamaktadırlar.
Okur için de edebiyat, kimliğini yeniden düşünmenin yollarını açmaktadır. Roman kahramanlarının yaşadığı ikilemler, şiirlerde dile gelen özlemler, göç hikâyeleri ya da destanlarda anlatılan kahramanlıklar, bireyin kendi kimliğini anlamlandırmasında bir ayna işlevi görür. Böylelikle kimlik, bireysel düzlemde de edebiyat aracılığıyla kurulur. Küreselleşmenin hızlandığı çağımızda edebiyat ve kimlik ilişkisi daha da karmaşık bir hâl almıştır. Bir yandan ulusal sınırların ötesine geçen bir edebiyat dolaşımı söz konusuyken, diğer yandan yerel kimliklerin korunması arzusu daha da güçlenmektedir. Bu çelişkili süreçte edebiyat, farklı kimliklerin bir arada var olabileceğini, çok sesliliğin mümkün olduğunu göstermektedir. Bugün bir Balkan Türk yazarının metni yalnızca Kuzey Makedonya/Üsküp’e değil, aynı zamanda İstanbul’a, Berlin’e, New York’a da seslenebilmektedir. Böylece edebiyat, kimliği yerelden evrensele taşıyan en güçlü araçlardan biri olmaktadır.
Velhasılıkelâm, edebiyat ile kimlik arasındaki ilişkiyi çözümlemek, hem ferdî hem içtimai düzeyde büyük önem taşımaktadır. Kimlik kavramı, daha önce de vurguladığım üzere, hem aidiyetin hem de farklılığın ifadesidir; sabit değil, tarihsel süreçte dönüşen bir olgudur. Stuart Hall’un işaret ettiği gibi kimlik sürekli bir oluş hâlindedir; Anderson’un kavramıyla uluslar edebiyat aracılığıyla hayal edilir; Said’in uyarısıyla kimlik söylemleri daima ötekiliği içerir; Bauman’ın ifadesiyle ise kimlik, özgürlük ile istibdat arasında salınan muğlak bir olgudur. Bu minvalde edebiyat, hem bireyin hem toplumların kimliklerini kurduğu, dönüştürdüğü ve geleceğe taşıdığı bir alandır. Balkan Türk Edebiyatı örneğinde görüldüğü gibi, edebiyat yalnızca bir estetik ifade değil, aynı zamanda kimliğin en canlı hafızası, en direngen avazı ve istikbale dair en güçlü tahayyülüdür.
Ek olarak, değinilen hususlar çerçevesinde özellikle Balkan Türk Edebiyatı üzerine çalışma yapmak isteyen araştırmacılar için naçizane birkaç kaynağın paylaşılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
Ali, M. (2022). Köprü Dergisi Ekseninde Teşekkül Eden Makedonya Türk Edebiyatı. Üsküp: Divan Yayıncılık.
Güleç, İ., & Ali, M. (2024). Kuzey Makedonya Tekke ve Türbeleri. Üsküp: Balkan Universty Press.
Ali, M. (2024). Berâber Yaşadığımız ve Yaşlandığımız Kavramlar. Üsküp: Divan Yayıncılık.
Kurt, O. (2018). İlhami Emin, Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği. Üsküp: Divan Yayıncılık
Ali, M. (2023). Balkan Türk Edebiyatının Dijital Medyada Görünümü Üzerine Bir İnceleme (doktora tezi). İstanbul Üniversitesi.
Ali, M. Emanet/Kelimeler Ötesi, Divan Yayıncılık, Üsküp, 2019.
Ali, M. Güneşi İpe Astık, Çıra Edebiyat Yay., 2023.
Ali, M. “Balkan Türk Edebiyatının Taşıyıcısı Olarak Balkan Türk Yazılı Basınının Rolü Üzerine” Balted/ Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 5/1, 2023.
Ali, M. “Kuzey Makedonya Türk Edebiyatının Geçmişi ve Bugünü Üzerine Ana Hatlarıyla Bir Değerlendirme” (Eleştiri/İnceleme) Türk Dili dergisi, Ocak 2023, s. 853.
Ali, M. “Kosovalı Şair Zeynel Beksaç’ın Şiirlerinde Rumeli” International Journal Of Education & Philology, Cilt 4 Sayı 1, 2023, s.142-149.
Ali, M. “Türk Edebî Yaratıcılığında Kelime Nüansları Üzerine Tematik Bir Yaklaşım” HİKMET/Uluslararası Hakemli İlmi Araştırma Dergisi, 2022, S. 38, s.54-72.
Ali, M. “Üsküplü Şair Abdülfettah Rauf’un Şiirlerinde İstanbul” Uluslararası Fettah Efendi Sempozyumu (Balkan Studies Foundation) Bildiri Kitabı (9-10 Haziran 2023) İstanbul.
Ali, M. “Doğu Makedonya Yörük Türkleri ve Konya Yörük Türklerinde Düğün Ritüeli”, Uluslararası Konya’da Vuslat Sempozyumu-(RTÜK) Bildiri Kitabı ( 19-22 Ocak, Konya).
Ali, M. Melahat Engüllü”, “Yusuf Edip”, “İrfan Bellür”, “Burhan Sait” ve “Sebahattin Sezair” maddeleri, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı/Ahmet Yesevî Üniversitesi, 2019.
Ali, M. (2024). “Yahya Kemal’in Kaybolan Şehir Şiiri ve Blaže Koneski’nin Skopje Şiiri Üzerine Mukayeseli Bir İnceleme”. In Intercultural Dialogues in the Context of Macedonian-Turkish Literary Connections (s.139-158). Institut za Makedonska Literatura Yay. K. Makedonya/Üsküp.
Ali, M. (2024). İlhami Emin: Life, Works, and Literary Personality. Balkan Research Journal, 1(1), 83-84. Balkan University Press.
Kurt, Ö., & Ali, M. (2024). “Зборувате Ли Македонски/Zboruvate Li Makedonski? Yabancı dil olarak Makedonca öğretimi ders kitabındaki Türkizmalar”. 2. Uluslararası Balkanlarda Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Sempozyumu Bildiri Kitabı (s. 583-595). New York University UNYT Yayınları.
Ali, M. (2025). “Balkan Türk Edebiyatı Mefhumuna Dair”. Karabatak Dergisi, 14(78), 162.
Ali, M. (2024). “Kuzey Makedonya’daki Türkçe Ders Kitaplarında Yahya Kemal Beyatlı’nın Görünürlüğü”. M. Samsakçı (Ed.), Bir Ses Yaratan Kudret: Doğumunun 140. Yılında Yahya Kemal Beyatlı (s. 201-226). International Balkan University Press.
Ali, M. (2025). Abdülfettah Rauf: Şair, şuur ve şiir: içinde “Abdülfettah Rauf ve Yahya Kemal Beyatlı”. Üsküp: İDEFE Yayıncılık.
Dr. Mümin Ali
